29 Mart’ta Süper Lig’de Beşiktaş-G.Saray, 2 Nisan’da Ziraat Türkiye Kupası’nda F.Bahçe-G.Saray ve 6 Nisan’da Süper Lig’de F.Bahçe-Trabzonspor… 9 günde 3 maçta 4 takım sahaya çıktı. Fenerbahçe ve Galatasaray’ı iki, Beşiktaş ile Trabzonspor’u birer kez izledik. Üç maçın ikisinde stadda, birinde televizyon başındaydım. 3 maç önü tahminimin biri tuttu; ikisi patladı!
Gelinen durumun bilançosu için biraz vaktinizi almak istiyorum…
GALATASARAY: 2 maçta sürpriz yaptı. En azından benim için aldığı sonuçlar sürpriz oldu. Beşiktaş’ı geçmelerini, ona rağmen F.Bahçe’ye takılmalarını bekliyordum. Okan hoca, Beşiktaş maçında ne kadar ders çalışmamışsa, ne denli yanlış yapmışsa Kadıköy’de tam tersi doğrulara imza attı. Çağlar Söyüncü üzerinden oynanan hücum setlerinde ikili forvet Barış Alper ve Osimen’e alan açtı. Herhalde artık Lemina’nın vazgeçilmezliğine kani olmuştur değerli dostum. Yunus’un performansı arttıkça, Sara’nın önde oynamaya ikna edilmesi/görevlendirilmesiyle, savunmada üçlü ve dörtlüye elastikiyet sağlanan setleriyle, Eren’in uyumunun bozulmamasıyla yolu açık sarı-kırmızılıların. Geleneği gereği bu mevsimlerde ister önde ister geride ister kafa kafaya olsun, G.Saray şampiyonluğu vermez! Elbette futbol bu yüzde yüz konuşamayız. Puan farkı da üç (artı 1) oldu. Ama artık BAY işi de bitti. Görece kolay Samsun deplasmanından cuma günü şen dönerse F.Bahçe galibiyetinin morali bir kez daha Kemerburgaz simalarına döner. Samsun deplasmanı, yenen krediler sonrası, en kritik maç haline geldi. Bereket ki, Samsunspor kötü durumda! Cuma akşamı lig bir kez daha başlayabilir.
FENERBAHÇE: Kupadaki maçta sahadan silindi. Çağlar tercihi hocanın başını yaktı. Yenilgiden dersler çıkaran (ya da bir takım görüşlere göre yönetime kulan veren) Mou hoca, 15 maç sonra dörtlü defansa döndü. Boşa geçen ve son saniyede yıldırıcı bir golle yenik duruma düşülen ilk yarı neticesinde sezonun 45’i oynanacaktı. Tartışmalı penaltı ile 53’te bulunan moral Talisca’nın kadife ayaklarıyla bütünleşince gerisi geldi. Çok zor bir Sivas deplasmanıyla, cuma günkü Samsunspor maçının sonucuna göre bu haftaki kazanımlar şekil alacak. Yalnız Fenerbahçe’yi iyi bilen kiminle konuşsam, ısrarla yerli oyuncular ile MOU hoca arasında sorun olduğunu bildiriyor. Dzeko-Tadiç önderliğindeki balkan dayanışmasının varlığının bazen sorun, bazen avantaj olduğu belirtiliyor. A.S.Maximen konusundaki keskin U dönüşü, dörtlünün sağındaki B.O.Samuel zorunluluğu Trabzon maçı için “çok güzel hareketler” olsa da İrfancan, Oğuz gibi oyunculara as muamelesi yapılması gerekiyor. Levent ve Cenk’in de daha çok süre alması, Yusuf’un unutulmaması takımın dokusuna yarar getirecektir.
BEŞİKTAŞ: Çok kişiye haklı olarak “oyuncular maç mı seçiyor?” sorusu sorduracak futbol oynamaları bu yılki en büyük eksileri. İki G.Saray, F.Bahçe, Bilbao türü maçlarda elde edilen başarılar ardından gelen “sermişlik” camiada hoşnutsuzluk yaratıyor. Okan hocanın Moratta inadının neticesi gelen 2-1’lik galibiyet sonrası oluşan sarhoşluk Göztepe kupa maçında İnönü’nün tam göbeğindeydi. Bu akşam 700 metre ilerideki Kasımpaşa maçında da benzer bir tablo göreceğimizi tahmin ediyorum. Büyük takımlar için hedefsiz sezonlar sıkıntılıdır. Beşiktaş’ın Avrupa hedefine tutunması için dördüncülüğü bırakmaması gerekiyor. Oyuncuların bu ciddiyetle hareket etmesi beklenmeli. Kasımpaşa-Beşiktaş maçında sonuç ne olursa olsun, öteki 7 maçta bir Avrupa bileti alınmalı. Alınmazsa sadece oyuncu grubu ve hoca değil, devre arasındaki transferde hasis olduğu iddia edilen Adalı yönetimi de zor bir Mayıs geçirir.
TRABZONSPOR: Fenerbahçe önünde iyi oynadıkları 45 sonrası kaliteye mağlup oldular. 53’teki tartışmalı penaltı olmasa da F.Bahçe maçı döndürürdü. 4 olmaz 2-1 olurdu. Fatih Tekke’nin takımının bir planı olduğunu görebiliyoruz izlerken. Kadıköy’de 4’lü görünümlü 7 savunmacıyla sahaya çıkınca uzun vurmak elbetteki çareleri oldu. Uğurcan da bu uzun pas organizasyonuna katkı verince gol ve pozisyonlar bulundu. İkinci yarıda kulübe her ne kadar Serdar, Cihan, Ozan, Jabol, Sikan, Visca, Nwakaeme ve Enis gibi önemli isimlerden oluşsa da rakibin gücüne yanıt veremedi. Fatih Tekke hocaya inatla sabredilmesi gerekiyor. Tek sorun 17.Alanyaspor ve 16.Sivasspor ile aradaki puan farkının 5 olması. Adana Demirspor gibi rahat bir maç ile 39 desek kalan 7 maçta yine de 3 galibiyet gerekiyor. O yedi maçın üçünün kümede kalma mücadelesi veren takımlarla olduğu düşünülürse, sözünü ettiğim Demirspor artı 3 galibiyetin kıymeti anlaşılır. İhtimal uzaktır, mide bulandırmamalıdır!