Saha sonuçları nedeniyle kongre çağrıları yapılan Fenerbahçe’de kısa vadede netice alınacak gibi görünmüyor.
Cumartesi günkü YÜKSEK DİVAN KURULU’nda Ali Koç’un bu yönde girişimde bulunabileceğini umudunu zayıf da olsa taşıyanlar vardı. Ali Koç kapıyı “kapıyı açın onlar da duysunlar!” sözleriyle kapattı.
Kalamış’a gelen protestocuların sayısı belki sembolikti ama camiada (büyük ihtimalle) şampiyonluk olmadan geçen 7.sezona isyan, Ali beyin sandığından büyük. Haftasonunda Beşiktaş’a olası puan kaybı, o sesleri tekrar yükseltecek. Sosyal medyada imza kampanyaları yapılıyor. Hakan Bilal Kutlualp olması gerektiğini düşündüğü kongrede, Sadettin Saran ise yapılacak ilk kongrede aday olacağını resmen duyurdular. Gözler Aziz Yıldırım’da ama Mahmut Uslu, ondan bağımsız kolları sıvamış durumda.
Anlayacağınız olası seçim startında çarşı karışacak. 6 şampiyonluksuz geçen, yedincisinde de mukadderatın az çok belli olduğu Ali Koç yönetimi Y.D.K toplantısında kulübün geleceğini garantiye alacak adımları atmaya dönük önemli projeleri ortaya koydu. Her ne kadar Nihat Özbağı, stad projesinin Aziz Yıldırım kanadının olduğunu, isimlerinin geçmemesinden hicap ettiklerini belirtse de telif artık yönetimin olur! Belki bir gönül alma ile YEN içinde kalır!
Sayın Koç’un anlattığı projlerin hepsi inşaat! İtiraz edemezsiniz. Çünkü devlete/hükümete göbeğinden bağlı kulüplerin birer GMYO haline dönüşmesi, bu çürümüş dernekler kanunu sistemiyle yönetilen yapının kabahatidir.
Dün Dursun Özbek’i Murat Kurum ile iş tutmakla itham eden Fenerbahçeliler, bugün büyük bir ilgi ile Ali Koç’un aynı kişiyi övmesini dinlediler. Siz istediğiniz kadar Ankara ilişkilerini sorunlu görün; bu gerçektir. Yarın siz başkan olun, Ankara’daki yönetim kimde olursa olsun mecbursunuz ilişki tesis etmeye. Çünkü an itibariyle ekonomik bağımsızlığınız yok. Haa her takımımız lafa gelince ekonomik bağımsızlık, kulübün geleceği türünde sloganlar atıyor yönetimleri vasıtasıyla ama… Kuşkunuz olmasın ki Bankalar Birliği’nden çıkılsa da, devlete olan tüm borçlar bitse de bu “transferci zihniyet sürdüğü” müddetçe devlet yarın yine ortağınız olacaktır.
(O nedenle sahiplik, o nedenle şirketleşme diyorum çeyrek asırdır)
Fenerbahçe’ye dönecek olursak… 60000 civarı kongre üyesi olan camiada bildiğim kadarıyla %20’lik bir imza toplanması durumunda seçimli olaganüstü genel kurul kararı alınabiliyor. Bu da 12000 imza demek. Fiiliyatta güç bir iş. Çünkü Fenerbahçe’nin İstanbul dışında, hatta yurtdışında çok üyesi var. Bilemiyorum elektronik imza türü teknolojik kolaylıklara tüzük el verir mi? 12.000 üyeyi Ali Koç yönetimine alternatif çıkarmaya ikna etmek, sonra da sayın KOÇ’u devirmek bana kısa vadede mümkün gelmiyor.
Tribünde, sosyal medya yapılan istifa/kongre çağrılarına Ali Koç, kulak asmadı. Yani 2024 Haziran oylarıyla, oradan aldığı güç ve meşruiyetle yoluna devam edecek. Yani Fenerbahçe demokrasisisin 345 gün önce aldığı karar cari.
Üç direğin arasından topun geçmesinin demokratik bilinci yönlendirebildiği bir camia değil Fenerbahçe. Orada Galatasaray çok verimli. Hemen değiştiriveriyor.
1998 Şubat’ında Aziz bey göreve geldiğinde G.Saray başkanı Faruk Süren idi. Sonra sırasıyla MEHMET CANSUN, ÖZHAN CANAYDIN, ADNAN POLAT, ÜNAL AYSAL, DUYGUN YARSUVAT, DURSUN ÖZBEK, MUSTAFA CENGİZ, BURAK ELMAS VE 2.DURSUN ÖZBEK olmak üzere 9 farklı başkan gördü Galatasaray. Arada UEFA KUPASI, SÜPER KUPA dahil birçok şampiyonluk ve başarı…
Fenerbahçe’nin o dönemden bu yana gördüğü başkan sayısı sadece 1… Ali Koç… Bir yerde 9 kez başkan değişmiş; öteki yerde 1… Buna iyi ya da kötü demem. Fotoğraf çekiyorum.
Bastığım deklanşörün ürettiği görüntü ise FENERBAHÇE ALİ KOÇ’TAN MEMNUN diyor.
Demokrasi tam da böyle bir şey işte…